GÜNDEM

Anayasa Mahkemesi, basın ve ifade özgürlüğüne müdahale yetkisi veren Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ni iptal etti

Anayasa Mahkemesi, İletişim Başkanlığı'na 'dezenformasyonla mücadele' görevi veren Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ni "basın ve ifade özgürlüğüne müdahalede bulunduğu" gerekçesiyle iptal etti.

Anayasa Mahkemesi (AYM), İletişim Başkanlığı bünyesinde "manipülasyon ve dezenformasyonla mücadele" gerekçesiyle kurulan Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığı ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılan düzenlemeyi iptal etti. CHP'nin başvurusu üzerine alınan AYM kararında, söz konusu Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiği, bunun da Anayasa'ya aykırı olduğu vurgulandı. 27 Aralık 2023 tarihli karar, bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Aynı zamanda Mahkeme'nin Twitter hesabında da yayımlandı

KARARA İLİŞKİN TWITTER PAYLAŞIMI SİLİNDİ

Ancak bir süredir özellikle iktidar ortağı MHP tarafından hedef gösterilen Anayasa Mahkemesi'nin İletişim Başkanlığı'na ilişkin kararının sosyal medyadaki paylaşımı kaldırılırken, internet sitesine de ulaşılamıyor. Siteye girmek isteyenler, "Hizmet kullanılamıyor" anlamına gelen "Service Unavailable" uyarısıyla karşılaşıyor.

KARARNAMEDE İLETİŞİM BAŞKANLIĞI'NA HANGİ YETKİLER VERİLİYORDU?

17 Eylül 2020'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle İletişim Başkanlığı'nın görev ve yetkileri düzenleniyordu. Kararnameyle İletişim Başkanlığı'na "Türkiye Cumhuriyetine yönelik iç ve dış tehdit unsurlarını analiz ederek stratejik iletişim ve kriz yönetimi açısından gerekli tedbirleri uygulamak" ve "Türkiye Cumhuriyetine karşı yürütülen psikolojik harekât, propaganda ve algı operasyonu faaliyetlerini belirleyerek her tür manipülasyon ve dezenformasyona karşı faaliyette bulunmak" görevleri verilmişti.

DAVA DİLEKÇESİNDE NE DENİYORDU?

CHP ise kararnamedeki düzenlemenin iptali istemiyle AYM'ye başvurmuştu. Mahkeme, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Grup Başkan Vekili Engin Altay, Engin Özkoç ve 134 milletvekilinin açtığı iptal davasına konu olan kurallarda, "..Her tür manipülasyon ile dezenformasyona karşı faaliyette bulunmanın İletişim Başkanlığı (Başkanlık) bünyesinde ihdas edilen Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığının görevleri arasında olduğunun" düzenlendiğini vurguladı.

AYM: KARARNAME DEĞİL KANUNLA DÜZENLENMELİ

Dava dilekçesinde de özetle; kurallarla Başkanlığa verilen stratejik iletişim ve kriz yönetimine ilişkin görevlerin haberleşme ve basın özgürlüğüyle ilgili olması nedeniyle kanunla düzenlenmesi gerektiği, temel hak ve özgürlüklerin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi (CBK) ile düzenlenemeyeceğinin ileri sürüldüğü belirtildi.

Ayrıca, kurallarda öngörülen görevler kapsamında alınacak tedbirlerin genel çerçevesinin ilke ve esaslarının belirlenmediği belirtilerek, kuralların Anayasa’ya aykırı olduğunun savunulduğu ifade edildi.

Mahkeme "Anayasa’nın 104. maddesinde Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın Birinci ve İkinci Bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle Dördüncü Bölümü’nde yer alan siyasi haklar ve ödevlerin Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle düzenlenemeyeceğinin belirtildiğini" vurguladı.

Anayasa Mahkemesi, dava konusu kurallar uyarınca alınacak tedbirler ve yapılacak faaliyetlerin Anayasa’nın düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti ile basın hürriyetine müdahale teşkil edeceğinin açık olduğuna hükmetti.

Kararda, "Bu bağlamda kuralların, kapsamları itibarıyla Anayasa’nın İkinci Kısım İkinci Bölümü’nde yer alan kişi hakları ve ödevleri ile ilgili düzenlemeler içerdiği görülmüştür" denildi.

Sonuç olarak da kuralların CBK ile düzenlenemeyecek yasak alana ilişkin düzenlemeler içerdiğinin anlaşıldığı, kuralların konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olduklarına ve iptallerine karar verildiği belirtildi.

İletişim Başkanlığı, iptal edilen düzenlemeyi dayanarak yaparak bünyesinde Dezenformasyonla Mücadele Merkezi kurmuştu. Her hafta "dezenformasyon bülteni" çıkaran bu birim, sosyal medya üzerinden bazı paylaşımların doğruluğuna ilişkin açıklamalarda da bulunuyordu.