Geçen Eylül ayında TEPAV ve Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası iş birliğiyle Zonguldak’ta düzenlenen ‘Adil Dönüşüm Paydaş Toplantısı’nın ardından 14 Ekim 2024 tarihinde Ankara’da ‘Türkiye'de Adil Geçiş Stratejileri: Zonguldak Örneği’ toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya, Türk-Alman Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Kibritçioğlu, TEPAV Kurucu Direktörü Prof. Dr. Güven Sak, Almanya Ruhr Üniversitesi Kaynak Ekonomisi ve Sürdürülebilirlik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Andreas Loeschel, ZTSO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Demir, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İklim Değişikliği Başkanlığı İklim Müzakereleri ve Uluslararası Politikalar Daire Başkanı Ayşin Turpancı, TEPAV Sürdürülebillirlik Programı Direktörü Dr. Sibel Güven ve GMİS Genel Sekreteri Yener Arslanbuğa konuşmacı olarak katıldı. Toplantıda Türkiye’de ki yeşil enerji dönüşümünde Zonguldak ve bölgesi ele alındı.
Toplantının sonunda konuşma yapan GMİS Genel Sekreteri Yener Arslanbuğa, Türkiye’nin her yıl 38 milyon ton taşkömürünü ithal etmek durumunda kaldığını ifade ederek öncelikle yerli üretimin desteklenerek bu açığın kapatılması gerektiğini söyledi. Taşkömürünün ülke ekonomisinde önemli bir yeri olduğunu ve bunun uzun yıllar devam edeceğini vurgulayan Arslanbuğa, şöyle konuştu:
“Öncelikle, toplantının hayırlı olmasını diliyor, bu etkinliği düzenleyenlere, toplantıda görüşlerini sunan tüm katılımcılar ile emek verenlere teşekkür ediyorum.
Bugün Amasra’da 14 Ekim 2022 tarihi meydana gelen grizu faciasının yıldönümü.
Amasra’da kaybettiğimiz 43 maden şehidimizi ve tüm maden şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Mekanları Cennet olsun.
Sendikamızın Genel Başkanı Sayın Hakan Yeşil, bu acı günün yıldönümünde düzenlenen törene katılması nedeniyle bugün bu toplantıda bulunamadı.
Genel Başkanımızın sizlere saygı ve selamlarını iletiyorum.
Bugün bu etkinlikte, yeşil dönüşüme yönelik eylem planı ve politika alanlarını, karbon emisyonlarının sıfırlanmasını, enerji sektörünün karbondan arındırılmasını, çevre dostu teknolojilere yatırım yapılmasını Zonguldak Kömür Havzası özelinde tartışıyoruz.
DEMİR-ÇELİK ÜRETİMİNDE TAŞKÖMÜRÜNÜN ÖNEMİ
Zonguldak, hepimizin de bildiği gibi taşkömürüyle var olmuş, bu yönüyle ülkemizin ekonomisine ve sanayisine büyük katkılar sunmuş bir ildir.
Koklaşabilir özelliğiyle demir-çelik sanayisinin, yüksek kalorisiyle diğer sanayinin, düşük kalorili bölümüyle de elektrik enerjisi üretiminin ana girdisi olan taşkömürü, bu nedenlerle sadece Zonguldak için değil aynı zamanda Türkiye’nin sanayileşmesini ve gelişmesini sürdürmesi için stratejik bir öneme sahiptir.
Özellikle demir-çelik üretiminde taşkömürünün yerine kullanılabilecek bir başka kaynak bulunmamaktadır.
Elbette Zonguldak ve bölgesinin, farklı alanlarda ekonomik faaliyetlerini çeşitlendirmesine ve kalkınma sürecini farklı ekonomik alanlarda da geliştirmesine ihtiyaç duyduğu açıktır.
Ancak gelişmenin ve kalkınmanın ana sektörleri olan demir-çelik sanayisi ve diğer sanayiyi besleyen taşkömüründen Türkiye’nin vazgeçmesi daha uzun yıllar mümkün görünmemektedir.
TÜRKİYE TAŞKÖMÜRÜ ÜRETİMİNİ ARTTIRMALI
Türkiye, 2023 yılında 38 milyon tona yakın taşkömürünü ithal etmiştir. Bu ithalatın yaklaşık 4,5-5 milyon tonluk bölümü koklaşabilir taşkömürüdür.
Bu nedenle Türkiye, öncelikle taşkömüründe de dışa bağımlılığı azaltacak adımlar atmak, kendi doğal kaynağının üretimini artırmak zorundadır.
Türkiye’nin ekonomik gerçekliği budur.
Karbon salınımını minimuma indirecek çevre dostu teknolojileri geliştirmeye odaklanmak, sektörlere bu yönde yatırımlar yapılmasını ve böylece çevreye etkilerinin en aza indirilmesini sağlamak doğru bir yaklaşım olacaktır.”