Bu nasıl bir aç gözlülük? / Vali, Milletvekili mi? Yoksa Milletvekilleri, Vali mi?

Tünelin öte yakasında ziyaretlerde bulunduk bu gün.

Bazen hiçbir şey yapmanıza gerek yok, oturun halkı dinleyin, esnafı dinleyin…

Aman Allah’ım öyle şeyler anlatıyorlar ki…

Yarım saatte Milyonluk görüşmeler yaptık!

Peşkeş var, hırsızlık var, görevi kötüye kullanmak var.

Belediye değil, ticarethane olmuş…

Üstelik zaten ticarethanen var, kazanıyorsun da…

Daha kazandığını bile yemiyorsun.

Cimrilikten evinden getirdiğin sefertasıyla günü bir öğünle geçiştiriyorsun.

Bu nasıl bir aç gözlülük Ya Rabbi!

Yarın bir aksilik olmazsa detayları ile anlatacağız…



Vali, Milletvekili mi? Yoksa Milletvekilleri, Vali mi?

Zonguldak kamuoyu aylardır Fevkani Köprüsü’nü tartışıyor.

Bir arpa boyu yol alınamadı.

Fevkani’ye kafa yorduğumuz kadar TTK’ya alınacak işçilere yorsaydık, bu gün kuralar çekiliyordu.

Fevkani’yi konuştuğumuz kadar ithal kömürü teşvik eden, yerli kömür üretimini baltalayan EPDK Kararını kaldırırdık.

Fevkani’ye harcadığımız enerjiyi Kaçak ocaklara harcasaydık bu gün istihdamın çeşitli dallarını konuşuyor olabilirdik.

Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan, kriz ve kavgalardan beslenen iyi bir manipülatör…

Eline yüzüne bulaştırdığı işleri Devletin Valisi çözmeye çalışıyor.

Üstelik ortada hukuksal olarak açılan davalar da var…

Zonguldak’a geleli bir hafta oldu mu?

Caddede, sokakta, sosyal medya platformlarında, ilçelerde, halkın ve esnafların Vali Osman Hacıbektaşoğlu’na güvendiğine tanık oluyoruz.

Enteresan değil mi?

Bu kentin ekmeğini yiyen, bu kent sayesinde  600 kişiden biri olma şerefine nail olan AK Parti Zonguldak Milletvekillerine karşı kısa sürede güven bunalımı yaşandığını görüyoruz.

Sahi, şehirde kıyamet kopuyor Milletvekillerini görebiliyor musunuz?

Sosyal medya milletvekilliği gibi bir moda akımı başladı son yıllarda, bu sezonda devam ediyor.

Akşam sabah ‘tokalaştık’, ‘kutladık’, ‘Düğüne katılım sağladık’…

Şehit geldi, madenci öldü “Başımız sağ olsun”

Aşure dağıttık, “Allah kabul etsin”

Perşembe geldi, “Hayırlı Cumalar”

Her halde millet olarak en pahalı mesajları biz yayınlıyoruz…

Üstüne bir de emekli ediyor, ömrümüzün sonuna kadar sırtımızda taşıyoruz.

Ekonomik buhran arttıkça vatandaşlar, muhtarlıkların kaldırılarak devletin yükünün hafiflemesini istiyorlar.

Oysa Muhtarlar; mahallelerin, sokakların güvenlik sigortası…

Asıl milletvekili sayısını yarı yarıya indirmeyi tartışmak lazım.

Varlıkları yok hükmünde…

Olmasalar kimse niye yoklar diye sormaz!

Alınmak, gücenmek yok!

Ortalarda yoksunuz!


Ne oldu? N’olacak?

“Ben Cumhurbaşkanı olmuşum, oturduğum ev kiradır. Evim yoktur. Bizde ihanet olmaz. Benim hiçbir şeyim olmasın. Ben sade Türk’üm…”

Vefatının yıl dönümünde, Azerbaycan eski Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey’in saygıyla anıyoruz.

Allah, gani gani rahmet etsin…