Devrek Belediye Başkanı Özcan Ulupınar’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik “Dün, “sizin inandığınız adam hırsız, bu hırsızın peşinden nasıl gidiyorsunuz?” diyen müptezeller, bugün ispatlı, delilli bir hırsız ve PKK sempatizanı için bu ülkeyi yakmaya kalkıyor” şeklindeki ağır sözleri Zonguldak CHP İl Başkanlığı tarafından tepkiyle karşılandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada Özcan Ulupınar’ın sarf ettiği ağır sözleri kınarken, “Müptezel kelimesini ve ettiği tüm hakaretleri aynen kendisine iade ediyoruz” dendi.

Yapılan yazılı açıklama şöyle;

Devrek Belediye Başkanı Özcan Ulupınar’ın İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu ve Partimiz hakkında yaptığı kendini bilmez, saygı sınırlarını aşan açıklamayı kınıyoruz. Açıklamasında yer alan hakaretamiz ifadeler bir belediye başkanına yakışmamıştır. Kendisine önemle hatırlatmak isteriz ki; suçluluğu ispat oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz ve masumdur. Bu durum Anayasımızda da Masumiyet Karinesi olarak tanımlanmış olup, bu ilkeye aykırı açıklama yapıldığı açıktır. Özcan Ulupınar gerekli yargılamayı çoktan yapıp Ekrem Başkanımız hakkında kararı vermiş. Ancak bildiğimiz kadarıyla kendisinin hukuk fakültesi diploması ve hâkimlik yapma gibi bir yetisi yoktur. Önceki dönem Sayıştay Raporlarının hiçbirinde sorun yokken Sayın İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyduğu dönemdeki Sayıştay Raporunda usulsüzlük olduğunun iddia edilmesi çok manidardır. Bu raporun gerçeklikten uzak olarak düzenlendiği aşikardır.

Emlakçı ve Müteahhit İmar Komisyonu’na seçildi! Emlakçı ve Müteahhit İmar Komisyonu’na seçildi!

 “Diploma denkliği bile  olmayan  bir müptezel için, ülkeyi yeniden ateşe atmaya mı hazırlanıyorsunuz?” İfadesinde kullandığı müptezel kelimesini ve ettiği tüm hakaretleri aynen kendisine iade ediyoruz.

16 milyon tarafından seçilen ve tüm Türkiye tarafından Cumhurbaşkanı adayı ilan edilecek olan Ekrem İmamoğlu hakkında müptezel kelimesinin kullanılması toplumu kutuplaştırmaktan ve halkın iradesine saygısızlık etmekten başka ne anlama gelir? Yaşadığımız toplumun iradesine, değerlerimize ve halkımıza hiçbir saygılarının olmadığı açıktır.

Sokağa inmek halkımızın sivil inisiyatif kullanarak kendi özgür iradesi ile vermiş olduğu bir karardır. Ve halkımız bizden sokağa çıkmamızı talep etmektedir. Ulupınar’ın açıklamaları halkı bölmeye çalışmaktan başka bir şey değildir. Aziz Türk Milletinin bir tane Başkomutanı vardır. O da Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bu da böyle biline!

Devrek Belediye Başkanı Özcan Ulupınar ne demişti?

Zamanında bu adama "diploması yok" dediniz. İspatlayamadınız.

"Hırsız" dediniz, "yargılansın" dediniz. Sokakları ateşe verdiniz.

Yetmedi, gizli kapılar ardında da iftiralarınıza devam ettiniz.

Bu ülkeye yapılan en büyük ihanet olan darbe girişiminde,

ya sessiz kaldınız ya da destek verdiniz.

Bugün ise içinizden biri, yine içinizden birini şikayet ediyor.

Diploma denkliği bile olmayan bir müptezel için,

ülkeyi yeniden ateşe atmaya mı hazırlanıyorsunuz?

Dün, “sizin inandığınız adam hırsız, bu hırsızın peşinden nasıl gidiyorsunuz?” diyen müptezeller, bugün ispatlı, delilli bir hırsız ve Pkk sempatizanı için bu ülkeyi yakmaya kalkıyor.

Ama biz buna asla izin vermeyiz.

Hatırlatmak isteriz:

Bu ülke sokakta değil, cephede kuruldu doğru.

bunu bizden daha iyi kimse bilemez.

Çünkü bizler, Anadolu’daki analarımızdan, babalarımızdan öğrendik.

Onlar sırtlarında mermi taşırken, Anadolu açlıktan kavrulurken,

kınalı kuzular birer birer şehit olurken…

Hepsinin başında bir Başkomutan vardı evet.

Bugün yine bu milletin başında bir Başkomutan var.

Ve biz o Başkomutanı sonsuz sayıyoruz, gönülden seviyoruz.

Dünya bugün onun karşısında el pençe divan duruyor.

15 Temmuz’da nasıl tankların önüne yattıysak,gezi de oyun büyük Türkiyem diye haykırdıysak;

bugün de TikTok’ta yaptığınız paylaşımlarda güya

biber gazından korunmak için “ağza nasıl eşarp bağlanır” diye gösteriyorsunuz ya,

biz o eşarpları başımıza bağlayıp tankların önünde şehit olmuş insanlarız.

Vatan için gözümüzü kırpmadan can verdik.

Onu da gerekirse biz size öğretiriz.

Bu da böyle biline.