Doktorluk yapmıyorum ama hastamız çok!

“Doktorluk yapmıyorum ama hastamız çok. Bir dönem daha reçete yazmaya devam edeceğim”

 Selim Alan’a ait bu sözleri hatırladınız değil mi?

 7 ay önce söylemişti bu sözleri o zaman seçime yaklaşık 1 sene vardı. Yani henüz gerginlik stres yoktu!

Üst perdeden bu şekilde posta konabiliyordu. Ama şimdi bir sakinlik geldi.

Bir yumuşama geldi.

Yıllardır unutulan kişilerin kapıları çalınmaya başlandı üstelik.

Bakın kimseye hazım için maden suyu öneriliyor mu?

Bu ara nerdee!!!

Seçimden sonra ‘kucağa oturtacağım’ denilen havalar yok bu aralar…

Herkes tedirgin teşkilatlar dahil.

Seçimin çok zor olacağı, Başkandan memnuniyetsizliğin hat safhada olduğunu bilip de tedirgin olmamak mümkün mü?

Doktorun bahsettiği reçetelerin birilerine iyi geldiğini ama büyük çoğunluk için acı reçete olduğunu ve tedaviye de yaramadığını görüp tedirgin olunmaz mı?

Önce 3 dönem için göreve geldim derken sonra 1 dönem daha reçete yazacağıma evrilen bir gerçekle karşı karşıya AK Parti!

Yazdığı reçeteler ortada.

Lavuar alanı tedavi edilemedi.

Sahil başta doktorundu, sorun çıkınca TOKİ’ye sevk etti.

İlk fırtınada ahşaplar fırladı yani hastalık nüksetti.

‘Hayvan barınağı yapacağım’ dedi onun için yazdığı reçeteye Orman Müdürlüğü, ‘reçete yanlış böyle tedavi olmaz’ dedi.

‘O binayı yıkacağım, bu binayı yıkacağım’ dedi.

O reçetelerde koruma kurulundan geri döndü uygulamaların yanlış olduğu gerekçesiyle…

‘Yıkmayacağım, onaracağım’ reçetesi sözü verdiği Fevkani Köprüsü’nü tam tersi yanlış teşhis ile kent tarihinden sildi. Üstelik hurdaları organ bağışı yapılmış gibi işlem gördü.

Şehre reçeteler yazdı da partisine yazmadı mı?

Daha önce ilçe başkanına reçete yazdı, il başkan yardımcısına reçete yazdı, il başkanına reçete yazdı hatta reçete yazdığı ilçe Başkanına yanlış teşhis koydum diyerek yeni bir reçete daha yazdı.

Tamam doktorumuz Allah için reçete yazıyor ama yazdığı ilaçların yan etkileri oluyor vücuda zarar veriyor.

Genel merkez bakalım bu reçetelerin devamına yol verecek mi?