Her siyasetçi gündeme gelme şeklini kendisi belirliyor.
Siz istediğiniz kadar bağırın “Ben dürüstüm, ben hak yemem, yönüm kıbleye, kıblem kabeye dönük” diye!
İstediğiniz kadar kabe üzerine yeminler edin!
Haliniz, tavrınız sözlerinizle örtüşmüyorsa kimseye kızmaya, suçlamaya hakkınız olmaz değil mi?
Ortalama zekası olan suçu kendinde arar…
Özeleştiri yapar, hayatından dersler çıkarır, yoluna devam eder…
Zonguldak birkaç gündür AK Parti Zonguldak Milletvekili Muammer Avcı ve Avcılar Gıda şirketi ortağı kardeşi Mustafa Kemal Avcı’nın en küçük kardeşleri Ömer Avcı’ya yapılan haksızlığı konuşuyor.
Ömer Avcı, ağabeyleri tarafından izinsiz kullanılan dairesinin elektriklerini ihbarla kestiriyor!
Hakkını yasal yollarla aradığı için ‘hazır ol evini yıktırıyorum’ denilmiş!
“Bizim böyle bir milletvekilimiz var” deyince alınan, kızanlar, bize, bizim üzerimizden masum insanlara saldıranlar var.
Bu akıl tutulmasından öte bir şey…
Milletvekili Muammer Avcı’yı sevenler düşman arıyor.
Keşke bir düşmanı olsaydı!
Keşke bir rakibi olsaydı!
Olmayan düşmanı icat etmeye çalışıyorlar!
Keşke, Milletvekili Muammer Avcı Zonguldak’a yaptığı hizmetlerle gündeme gelseydi!
Keşke, tünellere baretiyle girip metre metre bize onu anlatsaydı!
Keşke, Karadeniz sahil yolunun hayalini sürdürseydi!
Keşke, Zonguldak’a sahip çıksaydı!
Keşke…
‘Keşke şöyle olsaydı’ demenin bir sakıncası var mı?
Karga bu işi çözerdi!
Fevkani Köprüsü’nün yıkımı kenti ikiye böldü…
Gazipaşa’da 30-50 bin lira kira veren esnaflar, Köprü altı esnaflarına kızıyor.
Köprü altı esnafı, Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan’a kızıyor.
Selim Alan, topu Valiliğe atıyor!
Valilik, Zonguldak Belediyesine gönderiyor!
Zonguldak Belediyesi, Çevre Müdürlüğü’ne gönderiyor!
Şehir bu beceriksizlik yüzünden harap oldu!
Göreve başladığı günden bu yana aynalarla bile kavga eden, üslup celladı, kibir abidesi bir Belediye Başkanı’nın her şeyi eline-yüzüne bulaştırmasının zulmünü yaşıyoruz.
‘Elmaspark’ta her şey hazır’ diye Vali yanıltılır mı?
Sev-sevme köpek yavrusuna bile böyle muamele edilir mi?
Rahmetli Kargayı (Hayrullah Tıfıl) o koltuğa oturtsak, bu işi gönül alarak hallederdi!
Kendi elinizle Teşekkür belgesi verdiğiniz esnafa hakaretler yağdırarak, kafasına kepçe dayayarak beceriksizliği meşrulaştıramazsınız.
İnsanını kusurlarıyla sevme merhameti ve becerisinden yoksun yöneticilerle sınavımız bir bitmedi!