İşte o mesaj;
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle şöyle ellerinizi başınızın arasına alıp bir düşünün bakalım ..
KADINLAR NE İSTER ..
En temel yaşama hakkı olan öldürülmemeyi isterler.En çok da sevildiklerini zannettikleri erkekler tarafından değersizce, sokak ortalarında, çocuklarının gözleri önünde çaresizce dövülmemeyi isterler. Aklının erdiği yaştan itibaren öğretilen , erkeklerin güçlü olduğu, kadınların annelik dışında hiçbir becerilerinin yüceltilmediği, erkeği mutlu etmeye programlanmış bir varlık olmadıklarının bilinmesini isterler.
Tecavüz, taciz, dayak ve hakarete uğramadan değersizleştirilmeden insan olarak toplumla birlikte yaşamak isterler. Ne olmak istiyorlarsa o olmayı baba, koca, oğul, etraf, el alem, konu komşu, gelenek, tabu, ayıp, yasakların ötesinde var olmak isterler.
Aşkta, duyguda, emekte aldatılmadan !
Üretimde, mücadelede, eylemde sömürülmeden!
Fabrikada, tarlada, işyerinde, cümle alanlarda mücadeleleri
İtibarsızlaştırılmadan, kadınlıkları kokuşmuş ağızlara konu olmadan var olmak isterler.
Çok şey istiyorlar kadınlar değil mi?
Böyle yaşamayan bir kısım şanslımız var elbet ,o da ya babası ya da eşi diğerlerinden daha insanca düşündüğündendir.
Biz kadınlar bu coğrafyada susmaların, içine atmaların, kendinden vazgeçip feda etmelerin terbiye ettiği kadınlarız. Geleneklerin, erkek kararlarının sonuçlarına katlanarak kamburlaşanlarız.
Kadın cinayetleriyle ilgili istatistikler yayınlanıyor mesela.. Görmediğimiz yerlerde, ev görünümlü zindanlarda kim bilir daha neler yaşanıyor ,hangimiz biliyoruz ki?
Bizlere yapıştırılan tüm etiketlerden sıyrılmak, muhakkak erkeklerin beğeneceği bir güzellik algısı yaratmak telaşını bırakıp, kadınlar çiçektir, böcektir zırvalarından kurtulup ne olmak istiyorsak onu olmak, varsa başarmak istediğimiz bir alan engellenmeden çalışmak istiyoruz. Herkesle ve var olan her şeyle barış içinde, cinsiyetçi bir söylemin ötesinde insanca yaşamayı istemek kadar onur kırıcı bir şey yok aslında bizler için. Hala ve bu yüzyılda buna ihtiyaç duymak, bunu dile getirmek dahi bizim değil ,erkeklerin de utancı olmalı.
"İstanbul sözleşmesinin yeniden yürürlüğe konulması,6284 sayılı yasanın tavizsiz uygulanması sadece kadınların değil tüm toplumun mücadelesi olduğunda işte o zaman hepimiz kazanmış olacağız.