Zonguldak

Eski Ekonomi Bakanından önemli açıklama: 2026'da ticaret farklılaşacak, karbon vergisi olacak

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci, Zonguldak'ta STK'lar ve iş adamları ile bir araya geldiği toplantıda Türkiye’nin enflasyonla mücadelesinde parasal sıkılaşmanın yanı sıra üretim seferberliğinin ve yatırımların büyük öneme sahip olduğunu vurguladı.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci, ekonomiye dair önemli açıklamalarda bulunarak, Türkiye'nin küresel ekonomiyle birlikte farklı bir süreçten geçtiğini belirtti. Zeybekci, parasal sıkılaşmanın enflasyonla mücadelede ilk ve gerekli adım olduğunu, ancak asıl çözümün üretimin artırılması ve yatırımların hızlandırılmasından geçtiğini ifade etti.

"Talebin kısıtlanmasıyla enflasyon geçici olarak kontrol altına alınabilir, fakat kalıcı çözüm için arzın artırılması gereklidir" diyen Zeybekci, Türkiye’nin yakın zamanda bir üretim seferberliği başlatacağını ve bu süreçte hızlı sonuçlar alınacağını söyledi. Özellikle gıda enflasyonunun sepetin en büyük kısmını oluşturduğunu vurgulayan Zeybekci, bu alandaki yatırımların artırılmasıyla kalıcı sonuçların sağlanacağını belirtti.

Ayrıca, Zeybekci 2026 itibariyle sürdürülebilirlik kriterlerinin uluslararası ticarette önemli bir rol oynayacağına dikkat çekerek, bu konuda da hazırlıkların sürdüğünü aktardı

Zeybekci şöyle dedi: "Tüketimdeki daralmanın yavaş yavaş tüketimdeki genişlemeye doğru geçeceğini görüyoruz. Biz Türkiye olarak çok farklı şeyler yaşadık. Hepinizin bildiği malum olan afetler yaşadık. Ve büyük bir dalgalanma yaşadık. 2013'ün Mayısından itibaren başlayan ve hepinizin o bildiği Gezi olayları, 17-25 Aralık Aralık olayları, ardından 15 Temmuz gibi bir ihanetin içinden geçti bu ülke. Ve sonrasında gelen pandemi artı en sonunda geçen sene insanlık tarihinin sayılı ve Türkiye'nin de herhalde Anadolu tarihinin en büyük depremini yaşadık. Bunların üzerine 2023 Mayıs seçimlerinden sonra Türkiye dünya standartlarında, dünyanın genel kabul görmüş olan ekonomi politikalarıyla yoluna devam etme kararı aldı. O döneme girdik. Öncesi yanlış mıydı? Hayır. Ama o Çin'in, Japonya'nın ve Kore'nin çok başarılı bir şekilde uyguladığı uzun dönemli bir politikaydı. Yani yaklaşık olarak 30-40 yılık, elli yıllık bir süreçte uygulanması gereken bir programdı. Türkiye'deki siyasi ortam, Türkiye'deki iklim öyle bir şeye müsaade etmez. Böyle bir şeye de uygun değil. Dolayısıyla en son geldiğimiz noktada da böyle bir döneme geldik. Bu dönemde AK Parti olarak alınan ekonomi yönetimimizin almış olduğu tüm tedbirlerinın tamamı sonuna destekliyoruz. Hem enflasyon hem de durgunluğun hem fiyat artışlarının en tepede olduğu ama diğer taraftan da üretme ve yatırımla ilgili yani üretim tüketimle ilgili bölümleri söylemiyorum. Üretme ve yatırımla ilgili bölümlerin dünyanın durgun olduğu üretim ve yasanın hemen hemen artı yönüne doğru sıfır sonuçlar elde ettiği bir dönem yaşadık. Bunu birlikte yaşadık. Ve enflasyonla mücadelede atılması gereken, yapılması gereken ilk müdahaleyi Türkiye olarak, doğru zamanda doğru şekilde yaptık. Parasal sıkılaşma. Ben bunu hiçbir zaman için ekonomik programı olarak görmüyorum. Öyle de dillendirmiyorum. Buna bir parasal tedbir. Parasal sıkılaşma olarak görüyorum. Çünkü enflasyonla mücadelelerde yapılması gereken bu parasal sıkılaşma şu demektir. Talebe. Yani insanlara elindeki parayla ürün veya tüketim talebinde bulunma o parayı gel finans piyasalarında değerlendir. Onu da cazip hale getirdik. Yani paranın talebe gitmesini engellemek. Ama şu bir gerçektir ki hiçbir talep yok edilemez. Talep sadece ertelenir. Atılması gereken ilk adım parasal sıkılaşmaydı. Bu adımı, bu tedbiri sonuna kadar destekliyoruz. Ama bu parasal tedbirlerin ekonomi programına dönüşmesi için enflasyonla gerçek mücadele ve tek mücadele yöntemi, üretimi arttırmaktır. Arzı artırmaktır. Raftaki bir tezgah malı arttırmadığınız sürece enflasyonla gerçek anlamda mücadeleyi yapamazsınız ve başaramazsınız. Bu da Türkiye için bu süreçte hemen derhal de behemahal bir üretim seferberliği bir yapısal reformlar seferberliği şeklinde bir süreç başlayacak. Bunu da göreceksiniz. Ekimden itibaren meclisimiz açıldığı andan itibaren Cumhurbaşkanımızın riyasetinde biz Ekonomi İşleri Başkanlığı olarak bugüne kadar sizlerle çok değerli sivil toplum kuruluşlarıyla Türkiye'de aklınıza gelen tüm sivil toplum kuruluşlarıyla odalarla, derneklerle, birliklerle, MÜSİAD'la TÜSİAD'la birliğiyle çelik üreticileriyle Amerikan-Türk yatırımcıları, yabancı yatırımcıların hepsiyle defalarca görüşmeler yaptık. Ne öneriyorsunuz? Eleştirileriniz nedir? İstekleriniz nedir? Talepleriniz nedir diye hepsiyle görüşmeler yaptık. Biraz sonra sizlerle de görüşmelerimiz bu şekilde olacaktır."

"Enflasyon sepetinin en ağırlıklı merkezi gıda enflasyonudur"

Türkiye'de en kısa sürede enflasyon sepetinin en ağırlıklı merkezindeki gıda enflasyonuyla mücadelenin başlayacağını ifade eden Zeybekci, "En kısa sürede Türkiye'de hemen sonuç alacağımız noktalardaki bugün enflasyon sepetinin en ağırlıklı merkezi gıda enflasyonudur. Yüzde yirmi altılar seviyesinde. Sepetin yüzde 26'sı altısı gıdadan oluşuyor. Derhal Türkiye'nin Türkiye olarak burada çok hızlı sonuç alacağımız yatırımlarla ilgili de bir seferberlik başlatacağız. Şu andaki parasal tedbirlerin arkasında biz üretimle ilgili bölümleri de eklediğimiz zaman yatırımlarla ilgili o seferberliği başlattığımız zaman enflasyonla ilgili çok kalıcı sonuçları hızlı bir şekilde almaya başladığımızı da göreceğiz zaten. Önümüzdeki sene bugünlerde Türkiye'de hem üretim seferberliğinin başladığı hem de enflasyonla ilgili yüzde 20'li rakamların konuşulmaya başladığı günleri göreceğiz. Bugünlerde yani önümüzdeki sene bugünlerde. Bu programdan asla taviz vermeyeceğiz. Bu programdan asla dönüş olmayacak. Genel itibariyle de yatırımlarla ilgili dediğim gibi çok önemli projelerimiz ve önemli faaliyetler sürüyor." dedi.

"2026'da ticaret farklılaşacak"
2026'dan itibaren karbon vergilerinin ortaya çıkacağını ticarette sınırların farklılaşacağına dikkat çeken Zeybekci, "AK Parti Ekonomi İşleri Başkanlığı olarak da bir program, bir yeni bir hazırlığımız var. Sürdürülebilirlik. Yani 2026'dan itibaren tüm dünyada, özellikle Avrupa'da başlamak üzere sınırlar çok daha farklılaşacak. Ticaret farklılaşacak. Karbon nötr, karbon sıfır diye çok farklı önlemler gelecek. Biz bunlara tarife dışı engeller diyoruz. Yani ürünün şu ürünün üzerinde ne kadar karbon bedeli varsa siz ülke olarak bununla ilgili artısını yerine koyup da onun nötrleştirmediyseniz bunu satarken üzerinde karbon vergisi olacak. Onun için biz de şimdi mesela sürdürülebilirlikle ilgili bir çalışma yapıyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemin de çok önemli gündem maddelerinden biri olacak. Peki bunu niye anlatıyorum değerli arkadaşlar? Sürdürülebilirliğin tanımı şu. Sürdürülebilirlik eşittir. Bugünün taleplerini ve ihtiyaçlarını gelecek nesillerin imkan ve kaynaklarını kullanmadan; bugünün imkan ve kaynaklarıyla karşılamak sürdürülebilirliktir" şeklinde konuştu.