Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) kazan kaynamaya devam ediyor.

CHP Eski İl Başkanı Halil Furat ve arkadaşları, Merkez İlçe Başkanı Osman Zaimoğlu’nu getirdikleri gibi götürmek için fitili ateşledi.

Tam da bu aşamada Zaimoğlu’nun CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ziyareti muhaliflere yönelik bir meydan okuma olarak yorumlandı.

Asıl dert İl Başkanı Devrim Dural’da…

1 Mayıs İşçi bayramında Osman Zaimoğlu tarafından darp edilen eski Meclis Üyesi Ozan Demirtaş, ihraç istemiyle disipline sevk edilmesi için İl Başkanı Devrim Dural’a dilekçe vermişti.

Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık!

Önlerinde bir de İl Genel Meclis Başkanlığı seçimlerini AK Parti’ye satan bir hain meselesi var.

Güya komisyon filan kuracak haini bulacaklardı.

Ama hain onlardan cesur çıkacak gibi!

Pek yakında bir istifa edebilir!

AK Parti’ye katılabilir!
 

Ali Bektaş’a rahmet okutacaklar!

Kozlu’dan iyi haberler gelmiyor.

Ali Bektaş’a büyük bir fark atarak Belediye Başkanı seçilen Altuğ Dökmeci, iki ay da dökülmeye başladı.

İddiaya göre; Altuğ Dökmeci, arkadaşına Kozlu Belediyespor adı altında Ilıksu Tesislerini vermiş!

Bu kişiye Sosyal İşler Müdürlüğü adı altında maaşta bağlanmış!

CHP Kozlu İlçe Başkanı Merve Arslan, eniştesini Belediye Meclis Üyesi yaptırmış!

Eniştesinin kızını yani kuzenini Kozlu Belediyesi’ne işe aldırmış!

İlçe Yöneticisi bir kadın arkadaşını Belediye işe koymuş!

Parti de çaycılık yapan bir kadını da işe koyacaklarmış!

Seçimde araba kullandığı için üniversiteli bir genci işe alacaklarmış!

Eski Belediye Meclis Üyesi dayısının kızlarına da alınacaklar listesinde mi bilmiyoruz.

Biz Ali Bektaş’a kızıyorduk!

Bu kadro rahmet okutacak galiba!
 

Kelleniz gitmiş olabilir!

Eski Çin’de idam mahkûmlarının son gecelerini hep birlikte neşe içinde geçirmelerine izin verilirmiş. Mahkûmlar, cellât da aralarında olmak üzere, hep birlikte sabaha kadar şarkılar söyler, en sevdikleri yemekleri yer ve pirinç rakısı kadehlerini peş peşe yuvarlayıp mutlu olurlarmış. Kural gün doğmadan mahkumların öldürülmeleri, fakat mutlu ölmeleriymiş.

Yine böyle bir infaz ayininde mahkûmlar, sabahın ilk ışıklarına kadar pek güzel eğlenmişler, şarkılar söyleyerek yiyip içmişler. Derken güneşin ilk ışıkları dağların arasından görünmüş.

Mahkûmlardan biri, cellâda sormuş: “Bizi neden öldürmedin, gün doğuyor?”

Cellât; Öldürdüm demiş.

Mahkum; Fakat kellelerimiz yerli yerinde duruyor” demiş.

Cellat; Size öyle geliyor, demiş ve palasına bulaşan kanı göstererek devam etmiş. Sizin başınızı öyle ince bir kılıçla öyle hızlı kestim ki öldüğünüzden haberiniz yok. Ayağa kalktığın anda kellen kucağına düşecek demiş.

Ve ayağa kalkan her mahkumun kellesi düşmüş.

Kelleniz çoktan gitmiş olabilir ve siz bunu henüz fark etmemiş olabilirsiniz. Bir şey olmuş, ama siz olan şeyi henüz idrak edemediğiniz için olmamış gibi davranıyor olabilirsiniz. Ve kellenizin hâlâ yerinde olduğunu sanıyor olabilirsiniz.

Gerçeği anlamanız için ayağa kalkmanız gerekiyor.. (Alıntı)