GÜNDEM

Hakan Fidan, "3. Dünya savaşı riski var"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "3. dünya harbi beklentisi de dahil olmak üzere bölgesel küresel bir savaş beklentisi içinde olmalı mı dünya?" sorusuna "Bence dünya bu senaryoyu ciddiye almalı, bu tehdidi ciddiye almalı. böyle bir risk var" diye cevap verdi.

TÜRKİYE, BRICS'E ÜYE OLACAK MI?

Özellikle Cumhurbaşkanımızın vizyonu çerçevesinde uyguladığımız politikada eksen kayması gibi bir konuyu gündemimizden çıkaralı çok oldu. Bizim kendi menfaatimiz, ilkelerimiz, duruşumuz neredeyse onun arayışı içerisindeyiz. Ait olduğumuz ittifaklara muhataplarımızın bağlı olması da önemli. Alternatif ekonomik platformları yakından takip etme noktasındayız. Brics'i farklı yapan Rusya'nın, Çin'in orada olması. G-7 daha fazla siyasi konuların aynı medeniyet alanını düşünen ülkelerin bir araya geldiği yer. BRICS, ekonomik amaçlı bir platform. Kural temelli, yapısal bir hali yok. BRICS'in AB'ye nazaran farklı ve güzel tarafı bütün medeniyetleri, ırkları bünyesinde barındırıyor olması. Biraz daha kurumsal hale dönüşebilirse ciddi fayda üretir. Bizim buradaki ilişkilerimiz, diyaloglarımız son derece normal. BRICS üyesi ülkelerle ilişkilerimizi iyi tutmaya çalışıyoruz. Dış ticaret hacminin en yüksek olduğu iki ülke Çin ve Rusya, BRICS üyesi. Ülkemizin dış politika rotasını daha sağlıklı yürütebilmek için bu çerçevede bakmak lazım. İlişkimiz var, görüşmelerimizi, müzakerelerimizi yapıyoruz BRICS üyesi ülkelerle. Onlar da zaten evrim sürecindeler. Bir Gümrük Birliği, ortak para birimi, serbest ticaret anlaşmalarının hayata geçtiği bir yer değil. Kredi verme sistemini çalışıyorlar. Kendi aralarında yerel para birimiyle ticaret yapıyorlar. Bu bizim de taraf olduğumuz konu. Dolarsızlaştırmada çalışmalar var. Siyasetin dayattığı bir strateji bu. Biz hem AB adaylığı hem diğer ekonomik işbirliği teşkilatlarında üyeliklerimiz var. Asya Pasifik'teki devasa ekonomik platformda daha ileri üyelik için başvurumuz olması söz konusu. Platformların birbirlerine alternatif değil tamamlayıcı olarak görmek lazım.

AB'de kural temelli bir işleyiş var. Biz AB ile olan ilişkilerimizin seyrinde bugünkü durumda olmasaydık, AB ileri adım atma konusunda irade koyabilseydi, aslında bizim buradaki belli konulara bakış açımız daha da değişebilirdi. Şu anda NATO'da askeri ittifak konusu var. Ekonomik ittifak alanı aynı şekilde somut hale gelmiş değil. Dolayısıyla arayışlarımız devam etmiş durumda.

PUTİN'LE HANGİ KONULARI GÖRÜŞTÜ?

Sadece sayın Putin'le değil bütün aktörlerle bir araya geldik. Uzun görüşmelerimiz oldu. En sonunda sayın Putin tarafından kabul edildim. Sayın Cumhurbaşkanımızın gönderdiği mesajlar var. Onları detaylıca görüşme imkanımız oldu. Sayın Cumhurbaşkanı önümüzdeki günlerde Kazakistan'da bir araya gelme ihtimali olacak. Bizim Rusya ile şu anda Suriye alanı fevkalade önemli, ikili işbirliğinde enerji konuları fevkalade önemli, ticaret hacmi, Türk firmaların durumu var. Türk firmalarıyla bir araya geldim. Karşı karşıya geldiği konuları ele aldık. Genel itibarıyla memnunlar. Diğer taraftan Ukrayna meselesi fevkalade önemli. Biz durduğumuz yeri söyledik. Devam eden savaşın bölgeye ve dünyaya maliyeti çok fazla daha da vahimi bu risk büyüyebilir, yayılabilir. Coğrafi, metodik olarak yayılabilir. Nükleer silahlar gündeme gelebilir. Çin ve Rusya seyahatinde şunu gördüm. Savaş başka yere sıçramadı ama dünyada bölümlenmenin daha arttığını görüyoruz. Rusya, Çin, İran yapısal ortaklığa doğru gidiyorlar. Bu savaşın meydana getirdiği yaygınlaşma. Ukrayna konusunda barışın esas olduğunu, Rusya'nın duruş belirlemesi gerektiğini muhataplarımıza ilettik. Nitekim 2 gün sonra Sayın Putin, Rusya'nın Ukrayna savaşını durdurma şartlarını madde madde sıraladı.

Sayın Putin'in bunu dile getirmesi önemliydi. Bizim en büyük endişemiz savaşın devam etmesi. 500 binden fazla öldüğü ülkenin altyapısı ile yok olmak üzere olduğu. Savaşın Rusya'nın içine taşındığı durumdayız.

Müzakere süreci için bir zemini her zaman görüyorum. Ona biraz yardımcı olmak gerekiyor. Avrupa'da ve ABD'de kritik seçimler var. Biraz beklenmesi yönünde gidişat var. Taraflar barışı, müzakereyi, diyaloğu dillendiren ilk taraf olarak pozisyonlarında zayıflık göstermek istemiyorlar. Ciddi seferberlik var. Bu yapısal hale dönüşüyor.

Sayın Putin başta olmak üzere nükleer silah kullanma noktasında tereddüttü olmayacağını ifade ettiler. Bizim tam da ilk başından itibaren altını çizdiğimiz, uyardığımız konu. Savaş devam ettiği sürece bu risk devam edecek. Bundan kaçış yok. Her taraf oyun değiştirici yöntemleri kullanmak zorunda kalacak. Kıvılcımla başka yerlere sıçrama durumu var. Karadeniz havzasındayız. Güneyimizin, Akdeniz'in doğusunda devam eden İsrail yüzünden güvenlik sorunu, kaotik ortam var. Bunları iyi okumak, iyi yönetmek gerekiyor. Türk diplomasisinin savaşları durdurma noktasında çaba var. Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi bu yönde.

FETÖ'YLE MÜCADELE

ByLock'un deşifre edilmesi FETÖ ile mücadelede dönüm noktası. Deşirfe edilmesi ile FETÖ hayalet olmaktan çıktı. Toplumda yüzlerine taktıkları bir kimlik var. İnsanlar böyle yetiştiriyorlar. Bir zombi sürüsüyle karşı karşıyasınız. Şizofrenik hayat yaşıyorlar. Bu yapısallığı keşfettikten sonra, örgüt liderinin olaylardan sonra kendi sesine petrol rafinerisi, ananas vs. medyaya düşünce örgüt birden bire internet tabanlı haberleşmeye geçti. Bunu örgüt mensupları arasında yaygınlaştırdı. Normal muhabere sistemlerinde telefon kullanırken burada herkese verdiler. Bunun inanılmaz güvenli olduğunu düşünüyorlardı. Gerçekten 2-3 arasında yapılan kodlamanın kırılması mümkün değil. ByLock meselesine geçtiklerinde, özel birim kurduk. İnsan istihbaratıyla aldık bunu. Buna yönelik özel teknik birim kurduk, başındaki arkadaşı yetkilendirdik, 'varını gücünü buraya harca gel' dedi. Bir müddet sonra 'efendim bunu çözmemiz imkansız'. Ben de 'bir insanın ürettiği bir şeyin başka bir insanın kırması gerekir' dedim. Kaynak lazımdı. Bu işi mümkün hale getirdiler, madalya falan aldılar. ByLock çözülünce FETÖ hayalet olmaktan çıktı. Buradaki örgüt mensuplarının kimlikleri değil, haberleşmeler deşifre edildikçe, ne yapıyorlar, ne ediyorlar, muazzam bir şey oldu. İçişleri ve Adalet Bakanlığı'nı bilgilendirdik Cumhurbaşkanımıza arz ettikten sonra. Ankara Emniyeti'nde birim kuruldu. Gece gündüz çalıştılar. ByLock'tan istifa etme yıllar boyu sürdü.

Bunu polisle, adliye ile paylaşmanız lazım ki, sistem içinde gereği yapılsın. Silahlı kuvvetler, polis, hakimlerde ve kritik kurumlarda adamları vardı. Başka haberleşme kümeleri vardı. Bazıları hassas, hiçbir şey kullanmıyorlar, fiziksel temas ve onları yöneten mahrem imam oluyordu. Örgütün deşifre edilmesi, mahrem yapısının sistemden sökülüp, atılması inanılmaz bir çalışma gerektirdi. Çok şükür Allah yardım etti, sayın Cumhurbaşkanımız arkamızda doğdu. Onun için hayalet örgüt olmaktan çıkarıldı.

MİT KUMPASI

7 Şubat'ta örgütün büyük hamlelerinden biri oldu. Başbakanımız tarafından atanmış, Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanmış bürokratın hedef alınması vardı. Daha önce İsrail tarafından hedefteydik. Onlar bırakınca FETÖ'cüler bu işi ele aldılar. Oluşturmak istedikleri imparatorluğa göz yummayacağımızı, hassasiyetimizi biliyorlardı. 28 Aralık'ta MGK vardı, 2011'de. O zamana kadar dönemin Başbakanlık Müsteşarı Efkan Bey, sağolsun büyük bir devlet adamıdır. İnanılmaz cesur ve vatansever bir insandı. Onunla yakın mesaimiz vardı. Konuları mahrem götürüyorduk. MGK'ya gittiğimiz gün Cumhurbaşkanımızın konutunda böcek araması yapalım dedik. 28 Aralık'ta böcekleri bulduk. Örgüt deşifre oldu. Cumhurbaşkanımız üstün niteliklere sahip savaş yöneten komutan. Onu açıklamayı kendi stratejisine bıraktı. Yapanları ortaya çıkardık önüne dosyayı koyduk. Örgüt deşifre olduğunu anlayınca MİT'i değersiz hale getirmek için kendi elinde tuttuğu PKK ile dosyaları bize yönelik krimanilize operasyonuna gitti. Kendine bağlı savcılıklara talimatları verdi.

Savcı Sadrettin Sarıkaya'nın daha önce MİT'e sızma çabası olmuş. MİT'e alınmıyor, savcı oluyor. Bu tür bir operasyon emri veriliyor örgüt tarafından. O da yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın muazzam tepkisi olmuştu. Kendisi hayatta olduğu sürece buna izin vermeyeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanımızla Ankara'da buluştuk. Kendisi konuyu biliyordu. Kişisel dünyamda çok büyük iz bırakan konu. 1 hafta 10 gün devam etti. O esnada Cumhurbaşkanımızın ameliyatı sözkonusuydu, önceden planlanmıştı. Ameliyata girmeden önce beni aradı. Kendisine asla borcunu ödeyemeyeceğiniz liderlik gösterdi. 'Ben giriyorum ne olacağı belli olmaz ama teslim olmak yok' dedi. Ameliyata girerken bile bunu düşünüp söylemesi... Kendisi aramıştı bizi. Aynı şeyi daha sonra dönemin Adalet Bakanına da söylemişti. 'Buna asla izin vermeyeceksiniz' demişti. O ciddi dönüm noktası. Ergenekon davalarından kazanmış olduğu bir hız var FETÖ'nün. Oradan geliyor. Sisteme karşı başkaldırıyor. Bunu kendi yanına kâr kalacağını düşünüyor. Türk devleti geleneği olan devlet. Eşkıya ve başkaldıranlarla nasıl mücadele edeceğini bilir. Toplumsal hafızalara kazınmış bir duruşu vardır. Bazen geç devreye girer ama girer.

Ben milletimizin, Cumhurbaşkanımızın bu savaşı herhalükarda yürüteceğini düşünüyorum. Ben düşerdim ama benim arkamdan gelenler savaşı yürütürlerdi. Teslim olmazdı. Onlar Amerika'ya sırtını dayamakla bu iş olacak sandılar. Ama yok.

Tehdidi tanımlamak, tehdide sınır çizmek. Siz devletsiniz. Mücadelenizin usulü, esası, hukuki dayanağı olur. Bunu yapmak zaman alıyor. Türk devleti olarak örgütün, devletin bütün kurumlara sızması, ele geçirmiş olması. Böyle bir noktada olması. Bu kuşatma altında iken muhabereyi tersine çevirmek, bu mücadeleyi yürütürken milyonlarca insanın yaşadığı Türkiye'de olağanüstülük görüntüsü vermemek. Asıl burada. Bu olağanüstülüğü vermeden kavgayı vermek. Cumhurbaşkanımızın o noktadaki liderliği bu milletin tarihi yolculuğunda önemli bir kilometre taşı olarak düşünüyorum.

'3. DÜNYA SAVAŞI' SORUSUNA ÇARPICI YANIT

Bakan Fidan "Siz Filistin meselesi başladığında 7 Ekim'de onun öncesinde şubat 2022'de Rusya Ukrayna savaşı başladığında bu çatışmaların yayılma riskine bölgesel manada dikkat çekmiştiniz. Sırbistan Başkanı Vucic'in de 3 4 ay içinde bölgesel bir savaş bekliyoruz kabilinden açıklaması oldu. bir de sizin o meşhur 7 Ekim'in sonrasında "büyük savaş büyük barış" zihinlere kazınan söyleminiz var. Buradan bakarsak gerçekten harbiden bir 3. dünya harbi beklentisi de dahil olmak üzere bölgesel küresel bir savaş beklentisi içinde olmalı mı dünya? bizim bu konudaki hazırlığımız nedir?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Bence dünya bu senaryoyu ciddiye almalı, bu tehdidi ciddiye almalı. Böyle bir risk var. Bunu biz baştan beri diyoruz. Bu bir yani gerçekten hesabı kitabı yapılmış..."