Üzülmez Deresi’nin Karadeniz’le buluştuğu nokta, şimdi Zonguldak’ın merkezi idaresinin binasının bulunduğu, eskiden ise taşlık, kumluk ve derenin delta arazisi alanıydı. Arazi, 1930 yılında başlayan kentsel modernleşmenin de merkezidir. Yeniçarşı’dan başlayan caddenin sahile ulaşan son noktasıdır.
Vilayet binasının inşaatı başlamadan önce çarşının deniz manzarasına açılan penceresi bu meydandır. Sahil bandının her iki yakasının orta noktası olan bu alan; batısında Balkaya burnu, doğusunda Fener burnunun görünebildiği, ortasında da balıkçıların kullandığı kumsalın seyir noktasıdır. Kentin merkezi olan bu nokta, o kadar yoğun tarih barındırır ki, geçmişini bilirseniz, bu noktadan geçerken mazisi uzun metrajlı film şeridi gibi gözünüzün önünden akar gider.
Caddenin meydana bakan sırasında ilk Türk Ocağı ve gazino bahçesi, daha sonra aynı yerde Halkevi ve gazinosu ve en son Aksaray İş Hanı bulunmuştur.
Aksaray İş Hanı henüz yapılmadan önce bulunduğu arazi, önündeki açıklık ve manzara sebebiyle üstü açık alanı gazino bahçesi olarak kullanıldı. Bu bahçe içindeki ek bina, Türk Ocağı ve Halkevi etkinliklerine ev sahipliği yaptı. Zonguldak’ın yakın tarihi bu gazinoda yapılan sohbetlerde konuşuldu, şekillendirildi. Zonguldak’ın kurtuluşu için yapılan mücadelelere bu bahçe ev sahipliği yaptı. Örgütlenme ve alınan gizli mücadele kararları bu bahçede şekil buldu. Daha sonraki yıllar da toplantılar, davetler ve eğlencelere de ev sahipliği yaptı. Meydana vilayet binası yapılana kadar sırasıyla, Türk Ocağı Cemiyeti ve Halkevi ilk hizmet binası olarak kullanıldı. Halkevi yeni binasına taşındıktan sonra aynı yere Aksaray İş Hanı yapıldı…
Üstteki fotoğraf Türk Ocağı Bahçesi olarak kullanıldığı döneme aittir. Alttaki fotoğraf Halkevi’ne devredildiği gün bahçe içinde yapılan kutlama törenidir…
Kaynak: Yüksel Yıldırım-2018