Atatürk’ün ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadroların öncülüğünde , 31 Ocak 1928 tarihinde kurulmuş ve 12 Aralık 1939 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Kamuya Yararlı Dernek statüsü ilan edilmişti.

İlk adı "Türk Maarif Cemiyeti" olan dernek, 1946 yılından itibaren, "Türk Eğitim Derneği" (TED) adını aldı.

Amaç ; başarılı Türk çocuklarını Atatürk ilke ve inkılaplarına göre yetiştirmekti.

Bu doğrultuda Zonguldak'ta , TED Zonguldak Koleji olarak 1958 yılında eğitim öğretime başladı.

Bakın okulun resmi sayfasında öğrencilerine eğitim anlayışı olarak ne öngörülüyor.

"Her zaman başta Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olarak;

Duyarlı

Barışçıl

Girişimci

Çok yönlü

Dinamik

Yaratıcı düşünen

Çözüm odaklı

Araştırmacı

Eleştirel düşünen

Çevreci

Anadilini etkili kullanan

Sorumluluk sahibi

Estetik bilinci gelişmiş

Sanatsal yaklaşımı olan"

Amelebirliği'ndeki sorunları getireceksiniz, birlikte çözeceğiz Amelebirliği'ndeki sorunları getireceksiniz, birlikte çözeceğiz

Peki Zonguldak TED Koleji mezunu olan Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan ile CHP Zonguldak İl Başkanı Devrim Dural bu özelikler sahip mi ?

Bana göre; bu ilkelerin tamından yoksun mezun olmuşlar !

Göreve geldiklerinden beri hem partilerinde hem de toplumda insanları bir birine düşüren, haksızlıklar yapan, yaratıcı özelliği olmayan kişiler olarak karşımıza çıktılar.

İlki , Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan ;

Zonguldak'ta Cumhuriyetin tüm değerli yapılarını yıktı. Şehirde sanatı ve kültürel etkinlikleri bitirdi. Sanatçılarla kavgalı. Yaptığı tüm işler estetikten uzak. TED Kolejlerinin ilk genel başkanı, devrin başbakanı İsmet Paşa idi. En acısı da ; Zonguldak’ta TED Koleji mezunu Ömer Selim Alan , İnönü Heykelinin alanına “Kay kay “ pisti yaparak , Atatürkçü Düşünce Derneğinden (ADD) protesto yedi.

İkinci TED Vakası , CHP Zonguldak İi Başkanı Devrim Dural ;

Aldığı kararlar ile partilileri küstürdü. Çözüm odaklı değil. Partisinden belediye başkanlığına katılan 7 aday adayını bölüp , 3 kişiyi kayırdı. 4 adaya karşı haksızlığın dibine vurdu. Gelen tepkiler üzerine geri adım attı. Fakat 4 adayın siyasi itibarını düşürdü, performanslarını etkiledi.

Üretken değil. Eğer okulda edindiği eleştirel düşünen biri olsaydı; Fevkani Köprü hurdalığında yapılan ihaleyi araştırır ve eleştirirdi. Sustu kaldı. Zonguldak belediye çalışanı bir işçinin dövülmesi konusunda duyarsız davranarak, sesiz kaldı. Kendi partisinden belediye başkan aday adayı olan biri ile mahkemelik oldu. Belki de bu yüzden partisi seçimleri kaybedecek .

İkisinin de anadilini kullanma konusuna girmeyeceğim. O bizi ilgilendirmez.

Fakat " böyle bir okuldan mezun olup , okulun tüm değerlerinden mahrum nasıl kaldılar ?" onu anlayamıyoruz.

Kaynak: Hayati Yılmaz ile

Zonguldak Tarih

Editör: Haber Merkezi