Kalçanıza kamera takın hanımlar! / Yelken değil paraşüt açsan n'olur? / Çakal doğdun, asla kurt olamazsın!

Kalçanıza kamera takın hanımlar!

Sözlü tacize uğradığı iddiasıyla Gülüç Belediye Başkanı Mustafa Gökhan Demirtaş hakkında şikayetçi olan personel N.Y. Savcılığın kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının ardından sözleşmesi hiçbir gerekçe gösterilmeden fesih edildi.

Çünkü, N.Y. sözlü tacizi ispat edememiş, o yüzden ‘Kovuşturmaya yer yok’muş!

Ne kadar komik değil mi?

Amirinin yanına giderken, elinde ya ses kaydı ya da kalçasına kamera takması gerekiyormuş.

Göğsüne taksın da diyebilirsiniz, o da olur! Ama illaki bir yerinize kamera takmanız gerekiyor hanımlar!

Etrafta çok sayıda ırz düşmanı var.

Siz, ‘Şehr’ül Emin ve Beyt’ül Mal’ zannedersiniz, herif sapık çıkabilir!

Mağdur kadın, hala psikolojik tedavi görüyor, tedavi sırasında bebeğini de kaybetti, şimdi de işini!

Teslim olsaydı sarışın bomba gibi ayaklı kuyumcu dükkanı gezerdi ama o onurlu bir mücadeleyi seçti.

Toplum baskısı, iftira ve zorlu mücadelesi kadar yanında olacağız N.Y.’nin!

Bu arada sözlü ve nitelikli cinsel tacize uğrayan diğer bayan personelin açtığı dava sürüyor.

Dosyada kuvvetli deliller var.

Bilin diye yazıyorum.

Bildiklerimiz bizde kalsın, daha fazla mağdur kadınların travmalarını tetiklemek, ailelerini üzmek istemiyorum. Yeterince yıprandılar.
 

Yelken değil paraşüt açsan n'olur?

Zonguldak belediye Başkanı Ömer Selim Alan’ın beceriksizliği yüzünden AK Parti Merkez İlçe, İlçe ve Belde siyaseti tıkandı.

Geçen hafta Gazipaşa’da arkadaşlarını gezdiriyor, “İşi bitirdim” algısı oluşturuldu.

Hafta sonu 25 Belediye Başkanını açıkladı, Zonguldak’ı 15 Ocak tarihine bırakıldı!

3. Kez kamuoyu yoklaması da yapıldı.

AK Parti, 33 defa anket düzenlesin, yine Özcan Ulupınar’ı bulacak!

Selim Alan, istediği kadar silkelensin, anketten çıkamaz!

İstediği muhalifle masaya otursun, yine çıkmaz!

İstediği imar ya da mekanlara ruhsat sözü versin, yine çıkmaz!

İsterse, Alaborina’nın karşısında yelken açsın, nefesi yetmez!

İsterse, Gazipaşa’yı altınla kaplasın, yine olmaz!

Halk, ne gazeteciye bakıyor, ne söze, ne liderine, ne de Mustafa Çağlayan’a!

Selim Alan, “Herkesi bu kucağa oturtacağım” sözü ile hesaplaşmışsa, partili-partisiz, vatandaşta onunla hesaplaşmaya hazırlanıyor.

Eleştirmek için söylemiyorum, tespit yapıyorum.

Yani ister Selim Alan güzellemesi yapılsın, ister muhalif bir duruş sergilensin gerçekten fark etmiyor!

Genel Merkez’deki zorlanmada bu yüzden!

Mevcutla seçime girmek istiyor ama halk razı değil.

Hele hele şu saatten sonra Özcan Ulupınar aday yapılmaz, masadaki gizli iki isimlerden biri aday olarak açıklanırsa çarşı karışır!
 

Çakal doğdun, çakal kalacaksın, asla kurt olamayacaksın!

Kurt bir gün dolaşmaya çıkar yolda , Çakala rastlar…

Çakal halsiz yorgun yatmaktadır… Kurt çakala sorar ne oldu nedir bu hal…

Çakal, Kurt kardeş açlıktan ölüyorum bana yardım et… Kurt bunun üzerine Çakala takıl peşime der…

Bir süre gittikten sonra çayırda bir at sürüsüne rastlarlar… Kurt, Çakal’a döner… Çakal gözlerime bak gözlerimden ateş çıkıyor mu der…

Çakal bilmiyorum abi deyince, Kurt Çakal’a bir tokat atar gözlerinden ateş fışkırıyor diyeceksin der…

Çakal tamam abi gözlerinden ateş fışkırıyor diye cevap verir…

Kurt tekrar sorar… çakal tüylerim diken diken oldu mu der… Çakal bilmiyorum abi deyince … tekrar tokat’ı yer ve tüylerin diken diken oldu diyeceksin der Kurt…

Çakal tamam abi tüylerin diken diken oldu der…

Nihayetinde Kurt At sürüsüne dalar ve oradan bir tay kapar çakala bırakır ardında çeker gider…

Karnı doyan Çakal havalı havalı dolaşmaya çıkar yolda karşısına tilki çıkar…

Tilkide aç susuz yatmaktadır…

Çakal sorar tilki kardeş ne oldu.

Tilki cevap verir çakal kardeş açım ve ölüyorum…

Çakal hemen takıl peşime der… Doğruca çayıra at sürüsüne giderler…

Çakal tilkiye sorar… ulan tilki gözlerimden ateş fışkırıyor mu?

Tilki cevap verir bilmiyorum abi…

Çakal bir tokat çeker ve gözlerinden ateş fışkırıyor diyeceksin der… Tilki tamam abi gözlerinden ateş fışkırıyor der… Çakal tekrar sorar ulan tüylerim diken diken mi?

Tilki bilmiyorum abi deyince çakal tekrar tokatı atar ve tüylerin diken diken oldu diyeceksin der…

Tilki tamam abi der tüylerin diken diken…

Nihayetinde çakal kurt gibi at sürüsüne dalar ama bir anne at çakala bir çitme atar ki çakal iki seksen uzanır…

Tilki hemen çakalın yanına gelir ne oldu çakal der…

Çakal cevap verir ya tilki kardeş kurtta aynısını yaptı ve bir tay kaptı geldi…

Tilki çakala gülümser ve derki …

Ulan çakal, sen çakalsın o kurt sen çakal doğdun çakal kalacaksın kurt ise kurtluğunu yapacaktır…

Nerede görülmüş çakalın kurt olduğu yer, der…

Evet, fıkrada olduğu gibi çakal ne kadar uğraşırsa uğraşsın hep çakal kalacaktır, tilki de tilki!

Asla kurt olamayacaktır…