“Gidin bir çölden 100 tane kırmızı ateş karıncası yakalayın. Daha sonra bir başka topraktan 100 tane bildiğimiz siyah karıncayı alın ve bunların hepsini bir kavanozun içine koyun. İlk başta hiçbir şey olmayacaktır. 

Daha sonra kavanozu elinize alın, oldukça şiddetli bir şekilde sallayın ve tekrar yerine koyun. Kavanozun içinde bir anda karıncaların birbirlerini öldürmek için savaştığı bir kaos ortamı göreceksiniz. 

Kırmızı karınca bunu yapan düşmanın siyah karıncalar olduğunu düşünürken siyah karıncalar bu kaosun nedeni olarak kırmızı karıncaları görmektedir. 
Oysa çok iyi bildiğiniz üzere kaosun asıl nedeni sizin ellerinizdir”
*
O nedenle Zonguldak’ta kavanozu kimin salladığına bakın!
Adam kardeşine haksızlık ediyor!
Evini gasp etmiş, elektriğini de yakıyor!
Buzhane kaçak!
Buzhane elektriği kaçak!
Ticari yerine konut elektriği yakıyor!
Üstüne Bakara’nın ayetini okuyor!
Sonra Ömer’in adaletinden söz ediyor!
Üzerine viski içip, cigarılık yakıyor!
Gece yarıları dikenlikten çıkıp arabaya biniyor!
Bizi de otobüse binmeye ikna etmeye çalışıyorlar!
Allah herkese iyilik, sağlık, merhamet ve akıl versin!
Sahi, Kavanozu kim sallıyor?
Arabasında biriyle yakalanan kimdi?
Ne diyordu Levent Yüksel;
Saçlarını dağıtır rüzgâr Yeditepe üzerinden
Hatıralar, tarihin küllerini savurur
Kadın gibi, kısrak gibi
Sarılayım, gel ince beline
Yârim İstanbul gel, öpeyim gerdanından…

 


Hülasa figüran!
Şu geldi, üye yaptık!
Bu geldi, üye yaptık!
Oğlum 18 yaşına geldi, üye yaptık!
Şu ziyaret etti, teşekkür ederiz!
Bu geldi, teşekkür ediyoruz!
Seçildik, teşekkür ettik!
Ziyaretimize geldiler, teşekkür ederiz!
Gazipaşa’ya çıktık!
Esnafı ziyaret ettik!
El sıkıştık, öpüştük!
Albümü oluşturduk!
Yeterince gürültü çıkardık!
Hülasa CHP Zonguldak’ta figüran!