BALIKÇI ŞEHRİNDE TAZE BALIK ALMAK!

Bir zamanlar balığın bol çeşit ve bol mahsul verdiği Karadeniz kıyısı kentimizde artık taze balık yemek balıkçıların şansına ve satıcıların insafına kalmış durumda.

Deniz, çevre kirliliği ve kuralsız avlanma sebebiyle eski bereketini vermiyor.

Olta balıkçı teknelerinin kısmeti daha az ve masrafları ağır.

Toptancılar, oltacılardan daha dertli. Tek hedefleri elindekileri mahsulü öyle ya da böyle bi şekilde pazarlamak...

Yaşanmış tecrübeler gösterir ki, tezgâhta güzel görünen balıklar, gerçek yüzünü tavada gösteriyor.

Güven duygusu olmayınca biz tüketiciler de taze balık yemek için kendimizce çözüm arıyoruz.

Ya da ben, kendimce çözüm arıyorum!

Birinci işimiz hava durumunu takip etmek:

Eğer bir gün önceden fırtına, yağmur rüzgar var ise ertesi gün taze balık bulunmaz.

İkinci işimiz, hava şartları iyiyse önce olta balıkçıların bölgesi olan liman içine gidilir.

Denizden gelen motorların yolunu gözleyip birinci elden balık almaya çalışılır.

Daha doğrusu benim yöntemim bu…

Bu yöntem her zaman işe yaramıyor, balık oltaya geldiyse mahsul olur, kaçarsa kısmet olmaz.

Tekneler iskeleye boş döner.

O zaman limanın içine kadar yol kat edip boş dönmek umut kırıcıdır.

Teselli; Maden Mühendisleri Lokali önündeki seyyar balıkçıda aranır.

Oranın bilinen bir ünü vardır.

Oltacı teknelerin avdan getirdiklerini toplayıp satmasıyla bilinir.

Ancak oltacılar da boş dönmüştür.

Şimdi karar anı!

Liman içine kadar yürüyüp boş mu dönülür, yoksa kumar mı oynanır.

Kim bilir, belki oltacıların balığını toptan alıp kapamışlardır!

Kararımı verdim!

Bunca yolu yürüdükten sonra boş dönülmez deyip Maden Mühendisleri Lokali önündeki seyyar balıkçıdan aldım.

Belediye tebligat gönderdi: Balıkçılar ne yapacak? Belediye tebligat gönderdi: Balıkçılar ne yapacak?

Sordum, “çok taze günlük balık” deyip torbaladı.

Torbaladı mı, kakaladı mı?

Akşam sofrada göreceğiz!

Kaynak: Yüksel Yıldırım (Zonguldak Nostalji)

Editör: Haber Merkezi