Zonguldak, yerel seçim heyecanının gölgesinde yeni yıla giriyor.

AK Parti, Zonguldak Merkez İlçe’de müthiş bir beklenti ve yarış var.

Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan’ın zulmünden, kibrinden ve tutarsız insani ilişkilerden usanan ciddi bir kitle, eski Milletvekili Özcan Ulupınar’ı istiyor.

Selim Alan’ın tuzaklarla dolu, kirli ittifaklarla insanlar üzerindeki oyunları, insanı sevmez tavrı olmasaydı AK Parti, ‘Alan mı, Ulupınar mı’yı bu gün tartışmıyor olurduk!

AK Parti Genel Merkezi’ne Ulupınar’ın aday yapılması için çok yoğun baskı yapıldığını biliyoruz.

Onlarca üst düzey temas gerçekleştiğini de biliyoruz.

Zonguldak aklı, Özcan Ulupınar’ı şanslı görüyor…

Genel Merkez aklı, farklı çalışıyor!

Milletvekilleri; Muammer Avcı’nın aklı, Özcan Ulupınar’ı istiyor!

Ahmet Çolakoğlu ve Saffet Bozkurt, Selim Alan diyor!

Nihai kararı AK Parti Genel Merkezi verecek elbette!

Bakalım, Zonguldak aklına göre mi, yoksa kendi aklına göre mi aday belirleyecek!

Fakat tarihe not düşmek için buraya bırakmış olalım.

AK Parti, ‘Selim Alan’ı tercih ederse, kendi kitleleriyle büyük bir  hesaplaşmaya tanıklık ederiz.

Kdz. Ereğli’de de durum farklı değil.

Elini sallayan Ereğli siyasetine dokunuyor!

Sendika Başkanı eliyle siyasi dizaynlar yapılıyor. Ama Ereğli için bir üst akıl daha devrede!

Üst akıllar fazla olunca hatlar da karışıyor!

Zonguldak’ta en rahat isim Çaycuma AK Parti Milletvekili Ahmet Çolakoğlu!

İstiyor ki, tüm belediyeler CHP’nin olsun, abi-kardeş ticaretimi yapayım, muhalefetle iş tutayım!

Sivri biri çıkmasın, ticaretim bozulmasın, gönüller darılmasın!
 

Kleptokrasi ve Kleptomani’lerin aday olmadığı bir yıl olsun!

Önceki gün AK Parti Zonguldak Eski Milletvekili Fazlı Erdoğan’ı konu etmiştik bu köşede.

Aradı, siyasette ve ticarette yaptığı uzun soluklu hikayesini dakikalara sığdırmaya çalıştı.

Halk arasında AK kavşak olarak bilinen Bayraktepe’de ‘Del Marın’in hikayesini anlattı.

Dilerseniz detaylarını seneye anlatayım.

Seneye sizlere aktaracağımız bir çok konuyla birlikte bu detayları da anlatırız.

Bu arada ‘Del Marın’ lügatta bulamamıştım ya, “Denizle iç ice, denize yakın” demekmiş…

Öğrenmiş olduk!

Hafta sonunu tamamen ailemle geçirmek istiyorum.

O nedenle bir an önce yeni yılınızı kutlamak ve oğluma vakit ayırmak istiyorum.

Halkına yabancılaşmayan…

Halkını seçimlerde yalnız oy ambarı görmeyen…

İnsanına zulüm etmeyen, kibirlenmeyen…

Halkının malını, imkanını, makamını çalmayan…

Sekreterleri ile makam odasında basılmayan…

Basıldığı için şoförüne imar rantı vermek zorunda kalmayan…

Kentin değerlerini hurdacılara göz göre göre peşkeş çekmeyen…

İşçisini Özel Kalem Müdürüne dövdürmeyen…

Sekreterlerine özel ilgi göstermeyen…

Cuma mesajlarını viski içerken sosyal medyasında paylaşmayan…

Kentindeki iş adamlarının malına, mülküne, lavuarına, hurdasına çökmeyen Hurdacı, müdür dövmeyen, sağlıkçısına küfür etmeyen…

Belediyeden hortumladığı paralarla eşinin kafeteryasındaki genç kızı ilaç ve alkolle uyuttuktan sonra yanındaki fatura baloncusu ile iğfal etmeyen…

Başkan maaşıyla servet edinmeyen…

Belediye bütçesini üst üste iki kez çaldırmayan…

Bilirkişilere rüşvet verip davayı lehine çevirmeyen…

Ortağı ile define aramayan…

Sahile kaçak apartman dikip, imar affından yararlanmayan…

Kıbrıs’ta harcadığı kumar paralarını halkın cebinden almayan…

Halkı aptal, kendini çok akıllı görmeyen…

Bilumum kleptokrasi düzeni ile kleptomani hastalığına yakalananların kentimizi ve ülkemizi yönetmediği, yönetemediği, yönetemeyeceği bir yeni yıl olmasını diliyorum.

2024 Yılının, herkesin kalbindeki merhamet ve iyi bir insan olma yolunda mücadelesi kadar olması dileğiyle…