ERTUĞRUL, verilen kararın Kdz. Ereğli’nin ekonomisine ve doğasına zarar verdiğini belirtti ve sürecin hukuksuz olduğunu ifade etti. Bir gecede yayınlanan bir kararla, tek adam, “ben istedim, karar verdim ve oldu” dedi ve ERDEMİR’i tüm tepkilere rağmen özel endüstri bölgesi ilan etti!” dedi.
28 Ağustos 2023 tarihinde kamuoyuna OYAK iştiraki olan Ereğli Demir Çelik Fabrikalarının Özel Endüstri Bölgesi ilan edileceği, bu hususta son aşamaya gelindiği ifade edilmişti. Bu konuyu meclis gündemine taşıdık. Benim bu konuya tepkim yeni de değil. Bu iddialar önceki yıllarda da ortaya atıldı. Kamuoyu tepkisi ile ertelene ertelene bu günlere getirdik. O dönemde ilçe başkanıydım. Erdemir’in Özel Endüstri Bölgesi kapsamına alınma konusunda iktidar partisinin Zonguldak Milletvekillerinin, Ereğli halkından habersiz biçimde pazarlıklar içinde olmasını, bu kent halkına yapılmış bir saygısızlık olarak kabul ettiğimi söylemiştim yine söylüyorum. Bizler bir konuyla ilgili çalışmayı, söylenecek sözleri, yapılacak görüşmeleri titizlikle temsil ettiğimiz yörenin hassasiyetlerine göre yürütürken birileri kapalı kapılar ardında kendi menfaatlerine göre pazarlıklarını yürütüyor.
Milletvekilliği dönemimde de bu konunun peşini bırakmadım. Bakanlığa bir dizi soru sordum. Açıklamalarda bulundum. Bu konu göreve geldiğim ilk günden beri üzerinde çalıştığımız konuların başındaydı. Sorularımıza cevap gelmediği gibi bu kez kamuoyunda oluşan tepkilere de yanıtsız kalındı. Genel siyaseti yürütmekle görevli bakanlıkların bürokratların halka bakışını da bu tavırdan tekrar tekrar görüyoruz. İddiaların doğruluğu halinde, ilgili kuruluş, merkezi hükümetin ilgili bakanlıkları aracılığıyla gereken koşulları sağlayacak ve yerelde hizmet veren belediyeler bu anlamda yok sayılacaktır dedik. Belediyelerin yöresinde kurulacak bir yatırıma vereceği hizmetler ve karşılığında bütçesine sağlayacağı gelirler de bu yöntemle elinden alınmış olacaktır dedik. Erdemirsiz Ereğli, Ereğlisiz Erdemir olmaz dedik. Kamu zararının ve özellikle yerel yönetimlerin bu durumdan nasıl etkileneceğini, bu planlamanın nasıl yapıldığını sorduk. Ortak bir mutabakata varılmalıdır dedik. Bu kararlar verilirken, yöre halkı, yörenin ekonomik durumu kısacası yörenin bu karardan nasıl etkileneceği hiçbir zaman düşünülmüyor. Bu özel endüstri bölgesi kararından kimlerin yararlanacağına bakın bunu anlıyorsunuz zaten.
1990’lı yıllarda, blok satış yöntemiyle, yabancılara peşkeş çekilmemesi için halk olarak beraberce mücadele ettiğimiz, koruyup kolladığımız ERDEMİR, OYAK ile birlikte Karadeniz Ereğli’den tamamen koparılmak istendi. Özelleştirilip OYAK yönetimine devredildikten sonra, temel amaç ve hedefini “daha fazla kâr etme” ilkesi üzerine kuran; bu doğrultuda da 2006 yılı öncesinde, kurulu bulunduğu toprakların insanlarına sosyal, kültürel ve sanatsal noktalarda sunduğu imkan ve destekleri geri çeken ERDEMİR, 2019’dan bu yana da Özel Endüstri Bölgesi kapsamına dahil olma isteği ile, mali olarak da üzerine düşen yükümlülüğü bırakma niyetini gösteriyor.
ERDEMİR gibi Türkiye’de bir çok alan var bu şekilde özel endüstri bölgesi kararı verilen. Bunun altyapısını ne oluşturuyor peki? Parmak çoğunluğuyla geçirdikleri her kanunla yandaşlarını beslemeye yönelik bir adım daha atıyorlar. Endüstri bölgelerinin kimlere tahsis edileceğine, nerelerin endüstri bölgesi olacağına Cumhurbaşkanı’nın karar verebileceği bir yapıyı da aynen bu şekilde getirmişlerdi. Endüstri Bölgeleri" diye bir tabir kullanarak, ÇED raporlarını kaldırarak ayrıca sanayi alanı yaratmaya çalışıyorlar. .Plansız ve çevreyi yok sayan bir sanayi yaratma derdindeler.
Bugün bir bakıyoruz ki 8861 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla ERDEMİR özel endüstri bölgesi ilan edilmiş. Yani şirketin bir ihtiyacı var ve iktidar bu ihtiyacı karşılamaya yönelik kararı bir gecede sorgusuz sualsiz alıyor. Yani her türlü teşvik Cumhurbaşkanının iki dudağı arasında. Bu haliyle isterse OYAK’ın da ERDEMİR’in de cebinden kuruş çıkmaz. Mesela bu kararın atıf yaptığı kanunla ÇED süreci beklemeksizin kanuna bağlı olarak, şirketler yer tetkikinden muaftır denilir. Bu şu demek, ERDEMİR’in taşeron olarak kuracağı bir şirketin imtiyazlı bölge alanında yapacağı bir yapıya ÇED süreci beklemeksizin bakanlık yer tetkikinden muaftır hükmünü gerekçe göstererek onay verebilir.
Yine aynı kanunun 4. Maddesinde teşvik tedbirleri yer almaktadır. Ve yapılabilecek, verilebilecek tüm teşviklerin Cumhurbaşkanının uhdesinde olduğu kanunda ifade edilmiştir. Yani, Cumhurbaşkanı bu alana vereceği özel bir teşvikle şirketin cebinden bir kuruş dahi çıkmamasına olanak tanıyabilir.
Sormak istiyorum, şehirlerimizin göbeğinde yer alan sanayi kuruluşlarımızı böyle böyle teker teker kafanıza göre endüstri bölgesi mi tayin edeceksiniz? Yandaşı arkadaşı eşi dostu kayırma zihniyetinizin ülkeyi getirdiği noktayı görmüyor musunuz?