Sizinle 70 yılı aşkın süre birlikteliğimiz oldu.

Zonguldaklılar ile benim onlarca yüzlerce anım var.

Benim sizi unutmam sizin beni unutmanız mümkün değil biliyorum.

Bugün uzaklardan bakıyorum hissediyorum şehrin trafiği halkı üzüyor, sinirlendiriyor.

Ben yıkılmadan önce şehir trafiği hiç bu kadar eziyet vermemişti halkımıza.

Zoruma gidiyor 70 yıl birlikte olduğum insanların ben yıkılırken bir çoğunun seyirci kalması.

Oysa onlarla her zaman birlikte olduk, Yağmurda benim altıma sığındılar, altımdaki sinemada film seyrettiler, dükkanlardan alışveriş yaptılar acı tatlı birçok gün paylaştık.

En çok zoruma gidende ben yıkılınca ‘şehrin önü açıldı’ diye söyleyenler oldu. Ben neden şehrin önünü kapatayım ki, nasıl kapatayım ki.

Yıllarca soğuksuya, Gazipaşaya, Acılık’a ve istasyon yönüne kesintisiz trafik akışını sağladım.

Uzun yıllar hiçbir bakım yapılmadı bana. Bırakın tamir bakımı parmaklıklarım bile boyanmadı. Yine de ayaktaydım hiç sorun çıkarmadan hizmet ettim dostlarıma.

Yıkılma tehlikesi var diye yıkmak bana haksızlık değil mi? Bana bakım onarım yapılamaz mıydı?

Yıkılırken hurda diye çıkan demirlerime baktınız gördünüz değil mi?

Hem çok fazla demir kullanılmış hem de birçok yerimde paslanma bile olmamıştı?

O beni yıkmayı kafaya koyan kişiler bakım yapmayı beceremez miydi? Oysa onu yaparım bunu yaparım diye her yerde konuştuklarını duyuyordum hep.

Yazık ettiler bu şehirde yaşayanlara!

Böyle trafik eziyetine layık değil bu halk.

Benim iskeletim her bir parçam farklı farklı yerlerde, bilseniz kimler faydalandı şaşırırsınız. 

Ama aklım doğduğum şehirde Zonguldak’da. Bugünlerde iyice sıkışan trafik sebebiyle kulaklarımı çınlatıyorsunuz hissediyorum.

Eminim düşüncesizce beni yıkanları da anıyorsunuz.

Sizi özlüyorum.

Beni yıkanlara gereken dersi verdiniz zaten ama sizi daha uzun yıllar trafik sıkıntısı sahibi yaptılar.

Hepinize selamlar.